20 Eylül 2013 Cuma
Beauty Gore the Ladylicious: ÇEKİLİŞ! MAC, NARS, BENEFIT, LANCOME, THE BALM
Beauty Gore the Ladylicious: ÇEKİLİŞ! MAC, NARS, BENEFIT, LANCOME, THE BALM: Sonundaaaa çekiliş zamanı! Evet, uzun zamandır çekilişten bahsediyordum. Tahmin edebileceğiniz üzere tüm bunları tek seferde almadım...
İnCir Çekirdeği :): İNCİR ÇEKİRDEĞİ BLOGDAN CİCİ HEDAYELERRR :)
İnCir Çekirdeği :): İNCİR ÇEKİRDEĞİ BLOGDAN CİCİ HEDAYELERRR :): Blogumun şeker izleyicileri için, pembiş, pembiş hediyeler hazırladım :) bir kaç alternatif vardı hediyeler arasında ,en sonunda bunl...
Sedo'dan Lezzetli Tarifler: Hediye çekilişim var beklerim:)
Sedo'dan Lezzetli Tarifler: Hediye çekilişim var beklerim:): Sevgili takipçilerim sizlere uzun zamandır bir hediye vermek istiyordum:) nihayet o gün geldi:))) Çok güzel sürpriz hediyeyi kazanmak için y...
Dream Maker: Çekiliş
Dream Maker: Çekiliş: Merhabalar Blogumla çok fazla ilgilenemiyorum ancak bu durumu değiştirmek için bir çekiliş düzenlemeye karar verdim. Bunun içinde her ş...
Bir delinin kozmetik dunyasi: Cekilis !!
Bir delinin kozmetik dunyasi: Cekilis !!: CEKILIS !! CEKILIS SONUCU KAZANAN 1 KISIYE BU 4 URUN HEDIYE EDILECEKTIR. CEKILISE KATILMA SARTLARI ; 1- kozmetigindunyasi.blogspot.com a abo...
Melonunojeleri: Minik Bir Çekiliş #2
Melonunojeleri: Minik Bir Çekiliş #2: Merhaba uzun zamandır niyetlendiğim çekilişi yapıyorum.
16 Eylül 2013 Pazartesi
ÇOK GÜZELLER!!!
İlginç kitaplık tasarımları. odalara ne de çok yakışmış. ee kitap olunca her yere yakışır da...
15 Eylül 2013 Pazar
11 Eylül 2013 Çarşamba
FAR CRY 3 ( bilgisayar oyunu tutkunlarına )
Çok güzel bir oyuna benziyor yeni keşfettim. sanki bir aksiyon filmi çekiliyor ve siz onda başroldesiniz gibi bir his uyandırıyor. zevkli... oyun severlere duyurulur...
İYİ Kİ DOĞDUMM BENNN :)))
merhabalar... bugün benim doğum günüm. pek fazla önem vermem doğum günlerine ama... çünkü insan yaşlandığı için neden sevinir anlamam. gitti işte ömürden bir yıl daha. yaş ilerliyor maalesef. ve ben hala atanamadım :( kaç yaşında atanırım acaba merakla bekliyorum. :))
bugüne ithafen ben de bu güzel şiiri paylaşmak istedim sevgiler...
bugüne ithafen ben de bu güzel şiiri paylaşmak istedim sevgiler...
Mutlu Yillar
Bu gun dunyayi istedigin bir renge boya
Rengârenk batan gunu al karşina
Bir renk de kendinden kat
Cocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gozlerini bir hikâye yarat
Vazgecme hissedilir biraz da sicakligini kat
Kalbindeki elleri birakma sikica tut
Cunku varliktir sevgiye en guzel kanit
Yalnizligin saltanatini sur, sur ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parca ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yillar, mutlu yillar sana …
Rengârenk batan gunu al karşina
Bir renk de kendinden kat
Cocuklar gibi saf, temiz ve berrak
Kapat gozlerini bir hikâye yarat
Vazgecme hissedilir biraz da sicakligini kat
Kalbindeki elleri birakma sikica tut
Cunku varliktir sevgiye en guzel kanit
Yalnizligin saltanatini sur, sur ama
Birikmiş sevginden, herkese bir parca ver
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana
Mutlu yillar, mutlu yillar sana …
Can YUCEL
7 Eylül 2013 Cumartesi
BAŞARININ SIRRI ( süper bir yazı)
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller' e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller' e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.
İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.
İş adamının işleri bozulmuştu. Ne yaptıysa olmuyordu. Bir zamanlar çok başarılı bir insan olmasına rağmen şimdi büyük olan sadece borçlarıydı. Bir taraftan kredi verenler onu sıkıştırırken, diğer taraftan da bir sürü insan ödeme bekliyordu. Çok bunalmıştı ve hiçbir çıkış yolu bulamıyordu. Nefes almak için parka gitti. Bir banka oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünmeye başladı.
Tam bu sırada birden, önünde yaşlı bir adam durdu. 'Çok üzgün görünüyorsun. Seni rahatsız eden bir şey olduğu belli… Benimle Paylaşmak ister misin?' diye sordu yaşlı adam. İşadamının yakınmalarını dinledikten sonra da, 'Sana yardım edebilirim' dedi. Çek defterini çıkardı. İşadamının adını sordu ve ona bir çek yazdı. Çeki ona verirken de şöyle dedi: 'Bu para senin. Bir yıl sonra seninle burada buluştuğumuzda bana olan borcunu ödersin. Hadi al' dedi. Ve yaşlı adam geldiği gibi hızla gözden kayboldu.
İşadamı elindeki çeke baktı. Çekte 500 bin dolar yazıyordu ve imza ise John Rockefeller' e aitti, yani o gün için dünyanın en zengin adamına. 'Tüm borçlarımı hemen ödeyebilirim' diye düşündü. John Rockefeller' e ait bu çekle her şeyi çözebilirdi. Ama çeki bozdurmaktan vazgeçti. Bu değerli çeki kasasına koydu. Onun kasasında olduğunu bilmenin güveniyle yepyeni bir iyimserlikle işine tekrar dört elle sarıldı. Büyük küçük demeden tüm işleri değerlendirmeye başladı. Ödeme planlarını yeniden yapılandırdı. İyi yapılan işler yeni işleri doğurdu. Birkaç ay sonra tekrar işlerini yoluna koyabilmişti.
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para kazanmaya başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu. Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti. Kararlaştırılmış saatin gelmesini bekledi. Tam zamanında yaşlı adamın hızla ona doğru geldiğini gördü. Tam ona çekini geri verip başarı öyküsünü paylaşacakken bir hemşire koşarak geldi ve adamı yakaladı. Hemşire 'Onu bulduğuma çok sevindim, umarım sizi rahatsız etmemiştir' dedi. 'Çünkü bu bey sürekli olarak huzur evinden kaçıp, bu parka geliyor. Herkese kendisinin John Rockfeller olduğunu söylüyor' diye ekledi. Hemşire adamın koluna girip onunla birlikte uzaklaştı.
İşadamı şaşkın bir şekilde öylece durdu kaldı. Sanki donmuştu. Tüm yıl boyunca arkasında yarım milyon dolar olduğuna inanarak işler almış, yapmış ve satmıştı.
Birden, hayatının akışının değiştiren şeyin para olmadığını fark etti.
Hayatını değiştirenin yeniden kendinde bulduğu kendine güven ve inançtı.
Başarının sırrı, kasamızda duran değil, kendi kalbimizde ve kafamızda olanlardır. Başka yerde aramaya gerek yok.
6 Eylül 2013 Cuma
ÜSTAD işte yaa
EDEBİYATÇI BABA
Necip Fazıl, oğlu Mehmed’i kırmaz ve ödevini yapar. Ödevden “orta” not alan küçük Mehmed eve geldiğinde üzüntülü şekilde babasına sitem eder: “Baba bu nasıl iş. Herkes seni edebiyatçı biliyor. Bense senin yaptığın ödevimde zar zor orta aldım.” Üstadın tebessümü dudaklarına yayılır: “Üzülme evlat! Şarlo’da kendisine benzeyenler yarışmasında sonuncu olmuştu.”
Necip Fazıl, oğlu Mehmed’i kırmaz ve ödevini yapar. Ödevden “orta” not alan küçük Mehmed eve geldiğinde üzüntülü şekilde babasına sitem eder: “Baba bu nasıl iş. Herkes seni edebiyatçı biliyor. Bense senin yaptığın ödevimde zar zor orta aldım.” Üstadın tebessümü dudaklarına yayılır: “Üzülme evlat! Şarlo’da kendisine benzeyenler yarışmasında sonuncu olmuştu.”
FINDIKK
Yine kedisel duygularım depreşti ya. kedimi çok özledim. size bahsetmemiştim değil mi? bir yıl kadar önce bir kedi almıştık eve. Tekir cinsinden. onunla oyalanıyorduk ailecek. Artık bizim çocuğumuz gibi olmuştu. eşim benim kadar sevmiyorsa da baştan sonraları o daha da alıştı. benden çok o sever olmuştu hayvanı. Balkondan pencereden aşağıya bakmaya bayılırdı Fındık. (adı Fındık bu arada ) sonra bir akşam pencerenin önünde yine sinek avlarken aşağıya düştü ya da atladı. Artık orası mechul. gittik baktık ama kactı bizden.Kim bilir nereye gitmişti.. bir yerine bişey oldu mu olmadı mı bilmiyoruz. bir daha da görmedik onu. Çok aradık ama yok. maalesef artık kaybettik onu. Tam 4 ay olmuş evden gideli. çoğu insan kedi bu gezer dlaşır geri gelir dedi. kedilerin yön bulma yeteneği de malum. Ama o gelmedi. sanırım artık bu dünyada değil. yoksa gelirdi bence de. :(((
Kedimin birkaç fotoğrafı ....
Ben KPSS çalışırken o da benim yanımda uyurdu böyle işte. Kitabın altına patilerini sokmaya da bayılırdı.
Kedimin birkaç fotoğrafı ....
Ben KPSS çalışırken o da benim yanımda uyurdu böyle işte. Kitabın altına patilerini sokmaya da bayılırdı.
5 Eylül 2013 Perşembe
minik: Gök Delindi Tasarım Yağıyor 'dan ekiliş var
minik: Gök Delindi Tasarım Yağıyor 'dan ekiliş var: Yine bir dekorasyon mağazasında gezerken bu kuşlu kalbe bayıldım. Kendime beyazını alırken bir de bu tanımlayamadığım kavuniçi-som...
AİZONAİ Antik Kent
Blogger olmadan önce yani kafamda tasarlama aşamasındayken hep derdim " şunu yazayım bunu yazayım, şunu da ekleyeyim" bir sürü şey vardı aklımda ama şimdi unutuyorum heyecandan. çünkü yeniyim ya başına geçince çok heyecanlanıyorum. herşeyi yayınlamak istiyorum. sonra da hepsi birbirine karışıyor. :( Affola artık. idare edin beni. malumunuz daha yeniyim. yardımcı olursanız da çok memnun kalırım dostlar...
Bugün 2 ay kadar önce gittiğim daha doğrusu çok önceden de gitmiştim de. yani çocukluğumda, memleketime Simava giderken taa Romadan kalma bir köy var. AİZONAİ adını duymuşsunuzdur muhakkak. işte oraya dair birkaç fotoğraf paylaşacağım gitmeyenlerin gidesi gelsin diye. :))
Bugün 2 ay kadar önce gittiğim daha doğrusu çok önceden de gitmiştim de. yani çocukluğumda, memleketime Simava giderken taa Romadan kalma bir köy var. AİZONAİ adını duymuşsunuzdur muhakkak. işte oraya dair birkaç fotoğraf paylaşacağım gitmeyenlerin gidesi gelsin diye. :))
 |
| ROMA TAPINAĞI |
 |
| ZEUS HEYKELİ |
 |
| TAPINAK SÜTUNLARI |
4 Eylül 2013 Çarşamba
ESKİŞEHİRden birkaç kare
Eskişehir güzel eğlenceli, gezilesi, görülesi bir şehir. ama çok fazla tarihi yer yok diyebilirim. bu da
illa ki bir eksikliktir benim için. neyse mesela bilim kültür ve sanat parkı diye bir yer var. biraz avrupa taklit edilmiş olsa da harika bir yer yapmışlar.tam fotoğraflık bir yer. doya doya eğlenceli pozlar verebileceğiniz bir park. herkese tavsiye ederim. işte çektiğim birkaç fotoğraf :)
sevgiler....
bu da parktaki şato. disneyland şatosuna benziyor ya da moskovadaki saraya :) ama güzel içi halen yapım aşamasındaymış.
bu gördüğünüz gemi de parkın içinde tasarlanmış bir korsan gemisi içi de harikaydı.
tam bir korsan gemisi :)
illa ki bir eksikliktir benim için. neyse mesela bilim kültür ve sanat parkı diye bir yer var. biraz avrupa taklit edilmiş olsa da harika bir yer yapmışlar.tam fotoğraflık bir yer. doya doya eğlenceli pozlar verebileceğiniz bir park. herkese tavsiye ederim. işte çektiğim birkaç fotoğraf :)
sevgiler....
bu gördüğünüz gemi de parkın içinde tasarlanmış bir korsan gemisi içi de harikaydı.
2 Eylül 2013 Pazartesi
Dün güzel bir gündü. ailem geldi pikniğe gittik. hep aynı piknik yerine gitmek yerine başka yerler keşfedelim istedim regülatöre gittik. gec gittiğimizden dolayı yer bulmak sorun oldu ama eğlenceli ve zevkli bir piknik oldu. gercekten cok kalabalıktı sanki tüm şehir oradaydı.
işte gittiğimiz yer de burası
işte gittiğimiz yer de burası
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)